Dişlerinde problem yaşayan ancak takma diş gibi geleneksel çözümleri tercih etmeyen, bir türlü karar da veremeyen kişiler, implant işleminin nasıl yapıldığını merak etmektedir.
Öncelikle belirtelim ki, duyduğunuz şeylerin çoğu dedikodu veya efsaneden ibarettir. İmplant, kişiden kişiye değişen yöntemlerin kullanıldığı bir tedavi şeklidir. Zira kişinin kemik ve yüz yapısı, kemik yoğunluğu, ağız sağlığı implant türü ve uygulanma şeklini belirler.
Diğer bir deyişle, basit ve tek bir cevabı olan bir soru değildir bu. İmplant, çene kemiği içerisine yerleştirilen ve vida şeklinde olan titanyumdan yapılmış bir materyaldir.
Diş kökü yerine geçmek üzere tasarlanmıştır. Bu vida şeklindeki implant’ın üzerine protez olarak diş şeklinde başkaca bir madde yerleştirilir. Bu madde de, genellikle zirkonyum veya metal destekli porselen olur.
İmplant, genel olarak dört farklı şekilde uygulanabilir.
İlk yöntemde, diş çekilir ve oluşan boşluğa implant hemen yerleştirilir. Bu hasta ve doktor için en rahat ve en pratik yöntemdir. Dikiş ve cerrahi müdahele gerektirmez, hemen hiç acı vermez. İkinci yöntem ise kapalı tekniktir. Bu yöntemde filep açılmadan (hastanın implant uygulanacak dokusunu kesmeden) lazer kullanılır ve bir oyuk oluşturulur. İmplant bu oyuğa yerleştirilir.
Konforlu, ağrısız ve tek aşamalı bir işlemdir, oldukça kısa sürer.
Üçüncü yöntem mini implantlar için söz konusudur. Bu yöntemde, mukoza üzerinden direk implant uygulaması yapılır.
Dördüncü yöntem ise halk arasında en çok bilinen klasik cerrahi yöntemdir; ameliyat ile kişinin çene kemiğinde uygun bir boşluk açılır, buraya implant yerleştirilir ve dikişler yaklaşık bir hafta sonra alınır. Bu yöntemde, eğer kişinin kemik yoğunluğu düşükse, önceden kemik ekimi denen bir işlem daha yapılabilir.
İmplant diş kökü yerine geçtiği için üzerine hemen kalıcı takma diş takılmaz. Tercih edilen yönteme ve kişinin yaşına göre genellikle 3 ila 6 ay boyunca implant’ın kemiğe iyice oturması beklenir.
Kalıcı protez (takma diş olarak bilinen kısım) ancak bu süreden sonra takılır. İmplantlarda başarı oranı ilk beş sene için %90 ile 95 arasındadır. Daha sonra bu oran kademeli olarak azalır.